bilerek kusan insan daha mübahtır ki 'kusarım lan sizin seçiminize' şeklinde bir seslenişten sonra yapabilir, görevliler kusan kişinin donları sıyırıp sıçmadığına dua etsinlerdir.

yeni gelmiş olan çömez kişilerini deliği olan bir eşya dolabına soktuktan sonra kapağın güzelce kapatılıp içine para atılarak çömeze şarkı söyletmekten ibaret olan şakadır.

eskişehir anadolu lisesi'nden bir şaka:

kurban yine bir çömezdir. büyük kişinin elinde hayali bir kuş vardır ve çömeze o kuş sevdirmek için verilir ve çömez o kuşu ya öldürür ya da kaçırır ve dayak yer.

eğer o kuş biraz önce bir ağaca ya da bir elektrik teline konup kafanıza sıçtıysa 'götün kopsun emi', 'götün büzüşsün de sıçama' şeklindeki cümlelerin kullanılması gayet normal olan olaydır.

bunu yapandan evde de küvete sıçması beklenirdir, lavaboda biriken üreye ise görenlerin şaşması kaçınılmaz olandır.

(bkz: oyun kabul olmaması) sonucu boşa giden ve üstüne günah yazılacak olan oydur, eğer o oya rağmen başa gelirse, iktidarın bereketini saadet partisine tattırmayacak olandır.

kendine güveni olduğu için tanga giyen ve pedlik işi olmadığı için kullanmadığı pedini çantasında taşıyan erkektir.

camide hocanın namazını kıldırdığı gencin kendini içkiden alamamış ve onun yoluna öte tarafa taşınmış olan partilerin clubların gencinin kendine benzeyen 'heeppi bööörrddeeyy tuu yuuu' tarzı' arkadaşlarının da o ortamda bulunması sonucunda hocanın 'merhumu nasıl bilirdiniz?' sorusuna 'ii içerdi baba yaa', 'ilk club dansımı onunla yapmıştım çok ööretici falandı hocam' şeklinde cevapların alınması muhtemel olan ve cenaze namazı sonunda 'bravo vallal çok ii öldü abi yaa eyvallah' şeklindeki nidalarla beraber koparılan alkışlara 'iiki öölldüüünn böögütaaayyy' sözlerinin de söylenerek yapılası fiil.

eğer evde anneli babalı yaşanıyorsa sadece annenin gerçekleştirebileceği eylemdir fakat bu bir öğrenci evi ise eve terlikle girmek zorunda kalana dek mümkün olmayabilecek durumdur.

eğer erkek kişiyle evlenme planları kuran ve evlendiklerinde erkeğinin onu naslı doyuracağı hakkında kötü düşüncelere sebep olmaması için az yemek yer görünen kızın dişinde marul, maydonoz tarzında yeşilliklerin kalması durumunda bayan kişisini rezil edecek olan eylemdir.

bir gün bush ve şoförü arabayla bir yere yetişmeye çalışırlarken bir çiftligin önünden geçerler ve bir tavuğu ezerler. bu durumda bush arabadan inip çiftçiden özür dilemeye karar veriri ve evine gider çiftçinin. birkaç saniye içinde çiftçi kapıda birşeyler söylerek yumruğu havada kızgın ve tehditkar bir şekilde bağırmaktadır bush ise ağzı burnu kanlar içinde arabaya koşar, biner ve şoförüne çabucak gitmeleri gerektiğini söyler ve o telaşla gaza basar basmaz bir domuza vururlar. bush bu sefer şoförünün gidip özür dilemesini ister. şoför gider çiftçinin kapısını çalar. adam onu içeriye alır. bush da merakla beklemeye başlar. 5 dakika geçer şoför yok, 10 dk 15 dk derken nihayet yarım saat sonra kapı açılır ve şoför elinde bir meyve sepeti ağzı dolu bir şekilde gülerek çiftçiyle vedalaşır ve arabaya biner.
ardından bush merakla sorar:

-- adama ne söyledin de bu kadar sevgiyle karşıladı seni

şoförün verdiği cevap komiktir

**adama ben bush un şoförüyüm, domuz öldü dedim.

--hamilelik üç aya inecek
--üç korner bir penaltı olacak, ofsayt kalkacak

üç hilal osmanlı devletinde atalarımızın hükmettiği üç kıtayı temsil etmektedir, keşke anlayış da partinin adıyla aynı olsaydı.

altı ok ise atatürk'ün ilkelerini simgeler yine keşke anlayış atatürk'ün anlayışıyla düşünceleriyle paralellik gösterseydi.

o kadar laftan sonra bir klibini izleyeyim de göreyim marilyn manson lığını diyerekten birkaç klibini izlediğim ve neden metal müzik yapmadığını anlayamadığım insan parçasıdır, tipi de çok değişiktir, böyle müzik yapacağına neden gidip bjk tribünlerinde davul çalmıyor diye sorgulanasıdır.

bir insanın haklı olanı savunması için komünist olmasında bir gerek görmediiğim, ezilenin yanında sadece komünistlerin olması gerekir fikrine karşı çıktığım düşünülürse yanlış olduğu konusundaki düşüncemin haklı görülmesi ve bunun düzeltimesini önermemin doğru olduğuna inandığım başlık.

hiçbir reklamı kaldırmayan bünyem bunu da kaldıramamıştır ve gereksiz görmüştür, bence partiler reklam değil iş yapmalılar ki ülkenin başına geçecek olan adamın kendini değil ülkeyi düşünüyor olmalıdır.

yazın evde oturan çok az kişilik bir kesim için sadece vakitlerini harcayabilecekleri birşeyler ortaya çıkarmak için yapıldığına inanmak istediğim ve bunun yanında hiçbir işe yaramadığını da düşündüğün, dizi olsun ekran dolsun mantığıyla yapılanlardır. madem yazın kimse izlemediği için özen gösterilmiyor e o zaman ilgi görmeyen malum tartışma programlarını(ceviz kabuğu olabilir) veya tarihi belgeselleri(çanakkale ile ilgili olabilir) neden gündüz vakti göstermiyorsunuz ki o azıcık olan kesim kendini bilgilendirsin, geliştirsin ve öğrensin. ben razıyım ibn kere izlediğim tartışma programlarını tekrar izlemeyedir çünkü onlar bana zarar vermeyenler, örümcek kafalı yapmayanlardır, düşünmeye sevk edendir.

böyle bir fikri ortaya atan zihniyetin niyetinin ne olduğu da bellidir, nasıl bir kişlikte olduğu da. böyle andaval bir söylemi yapmak ortalığı karıştırmak isteğinin sonunda ortaya çıkmış olabilir. biz bu vatanı kolay kurtarıp bu cumhuriyeti kolay kurmadık ki böyle özenti lafları yapılabilsin. atatürk'ün yaptığı başka birine özenmek değil en fazla başkalarının sistemlerini göze alıp nasıl işliyor, nasıl idare ediliyor, bunu göz önünde bulundurarak, ideolojileri karşılaştırarak bu sistemi kurmak olmuştur ki bu da çok bilgili olmayla yapılabilecek birşey ki atatürk bu olayı birkaç günde değil yıllarca düşünerek yapmıştır çünkü böyle bir sistemi kurup başına geçip takır takır işlemesini izlemek herkesin harcı değildir.

kısacası her millete böyle bir önder nasip olabilir fakat hiçbiri atatürk gibi, diğerlerine örnek olamaz ve önderlerin en büyüğü olmak atatürk'ün kişiliği dışında bir kişiliğe düşmez. atatürk olsa olsa örnek olur, özenti olan ise atatürk'ü kendisine örnek alamayandır, onu bilmeyendir. atatürk o en çok sevilen sözünü ne mutlu ingilizim diyene değil olduğumuz ve olmamız gereken ve bu sıfata layık olmamızın bizim en büyük borcumuz olan ve bunu anlatan sözü bu yüzden bu şekilde söylemiştir:

ne mutlu türküm diyene!

votka-ayran yapan ve ardından içinde ne varsa dışa vuran birinin hikayesini dinlediğimde kendisine imrenmiştim ki kendisini insanlık adına denek olarak kullanarak büyük bir iyilik yapmıştı, ayranla votkanın karıştırılmaması gerektiğine emin oluştum.

şu anda yaşadığım yazarlık döneminde üstlenmek zorunda olduğum sıfattır, hemencecik atlatılasıdır.

büyük sitemler içeren ve 'artız biz de gülelim yaavvv' şeklinde serzenişlerle beraber dile getirilesi cümle.